Peritonit (Karın Zarı İltihabı): |
|
KEMİKLERİMİZİ NASIL KORURUZ ?
Vücudumuzu ayakta tutan ve hareketlerimizi sağlayan temel direk, kemiklerin oluşturduğu iskelettir. Bu iskelet;
- Güçlü ama hafif
- Hem oynak, hem sabit
- Mükemmel bir yapı
- Mükemmel bir binadır.
Bu binanın yapı taşlan Kalsiyum-Fosfor ve D Vitaminidir. Kalsiyum Kemiklerin ve dişlerin sertliğini, kaslarımızın kasılmasını sağlayan önemli bir maddedir. Başta süt, peynir, yoğurt olmak üzere değişik gıdalarla alınır.
Fosfor
Kalsiyumla beraber kemik ve dişlerin yapısında yer alan önemli bir maddedir.
Kuru fasulye, bezelye, süt, peynir, yoğurt, kırmızı et, dondurma,vb. gıdalardan alınır.
D- VİTAMİNİ
Gıdalarla alınan kalsiyumun barsaklardan emilmesini sağlar. Ancak böbrek yetmezliği olan hastalarda, böbrekten salgılanan D vitamini yeterli miktarda olmadığı için kalsiyum eksikliği sık görülür.
Kandaki Fosfor miktarı çok yüksek olursa, kalsiyum seviyesi düşer. Vücut bozulan dengeyi sağlamak için harekete geçer ve kemiklerden kana kalsiyum çekilir.
Böylece kemiklerde kalsiyum azalır ve yaygın kemik ağrıları, kırılmaları oluşur. Çocuklarda kemik gelişimi bozulur; böylece boy kısalığı ve gelişme geriliği görülür. Kandaki fosfor ve kalsiyum sürekli bir denge içerisinde bulunmaktadır. Bu dengenin korunması için, fosfor ve kalsiyumun belli değerlerde tutulması gerekmektedir.
Diyaliz işlemi ile fosforun atılması yeterli miktarlarda değildir. Bu nedenle, fosforun kanda yükselmesini önlemek için fosfor bağlayıcı diye adlandırılan ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar besinlerdeki fosforu kendilerine bağlayarak emilimini engeller.
Kalsiyum karbonat veya Kalsiyum asetat gibi fosfor bağlayıcı ilaçlar yemeklerle birlikte alınmaları gereklidir.
Diyabet, vücudun kan şekeri düzeyini normal sınırlar içinde tutma yeteneğini kaybetmesidir. Kan şekeri miktarını kontrol eden maddeye Insülin adı verilir.
Şeker hastalığında vücut ya hiç insülin salgılayamaz, ya da yetersiz insülin salgılar veya salgıladığı insülini gerektiği şekilde kullanamaz.
Diyabet Vücudumuzu Nasıl Etkiler?
Diyabet, kalp, böbrekler, gözler ve beyin de dahil olmak üzere vücudunuzun birçok bölümüne zarar verebilir.
* Kan damarlarının yüksek şeker nedeniyle hasar görmesi, yaraların daha geç iyileşmesine neden olabilir.
* Diyabetin böbreklere verdiği zarar nedeniyle size önerilen tedavi seçeneklerinden biri de PERİTON DlYALlZl' dir.
* Periton Diyalizi işlemine ilişkin uygulamalar, diyabeti olmayan böbrek hastalarıyla aynıdır.
* Diyaliz torba değişimi gün boyunca ana öğünlere (kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerine) rastlayacak şekilde yapılır. Son değişim gece yapıldıkdan sonra, hafif yiyecekler alınmalıdır.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
* Kan şekerinin yüksek olması vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu da periton diyalizi uygulayan diyabet hastalarında enfeksiyon riskini arttırabilir.
Kateter Çıkış Yeri Bakımı
* Diyabetin kan damarlarına yaptığı hasar, kan dolaşımını bozduğu için, ciltteki kesik ve yaraların yavaş iyileşmesine neden olur.
* Bu nedenle kateter çıkış yeri bakımı düzenli olarak, öğretilen şekilde ve sıklıkta yapılmalıdır.
Peritonite Yatkınlık
Kan şekerinin yüksek olması, kişinin bağışıklık sistemini zayıflatır. Ağızda, ayaklarda, akciğerlerde, mesanede, üreme organlarında, deride enfeksiyona neden olabilir. Tüm bunların peritonite yol açabileceği düşünülerek böyle bir durumla karşılaşıldığında MUTLAKA merkezinize ulaşmalısınız.
Öğretilenlere bağlı kaldığınız sürece (hijyen, asepsi, el yıkama, dikkatli uygulama, kateter çıkış yeri pansumanı gibi) sorunsuz ve rahat bir diyaliz sağlanabilir.
Ayak Bakımı Diyabet hastalan ayak bakımına dikkat etmelidir.
* Ayaklarınızı her gün kontrol edin. Herhangi bir yara, ayaklarınızda veya parmaklarınızda herhangi bir değişiklik ( renk, sıcaklık veya biçim değişikliği ) olup olmadığını kontrol edin.
* Ayaklarınızı her gün yumuşak bir sabun ve ılık su ile yıkayın. Özellikle parmak aralarınızı iyice kurulayın. Mantar enfeksiyonunu önlemek bakımından önemlidir.
* Ayak tırnaklarınızın bakımına özen gösterin. Tırnaklarınızı banyodan sonra, yumuşak iken, düz biçimde kesin. Derin kesimlerden kaçının.
* Ayaklarınızdaki nasırlara ve sertleşmiş deri bölümlerine dikkat edin. Kesinlikle kesici alet kullanmayın, ılık su ile yumuşatarak temizleyin.
* Ayaklarınızı koruyun, asla çıplak ayakla dolaşmayın, yumuşak, pamuklu-yünlü çoraplar giyin.
* Ayak dolaşımınızı güçlendirin. Her gün yürüyüş ve ayak egzersizleri yapın. Ayağınızı sıkmayan, yüksek olmayan, önü kapalı ve rahat ayakkabılar giyin.
* Ayakla ilgili sorunlarınızı sağlık ekibi ile daima paylaşın.
Cilt Bakımı * Yumuşak sabun ve ılık su kullanarak, sık sık duş şeklinde banyo yapın.
* Cildinizde çizik, morarma, yara oluşmamasına dikkat edin.
* Elinizi yaralayabilecek işler yaparken eldiven giyin.
* Soğuk havalarda cildinizi soğuktan koruyacak giyisiler giyin, sıcak havalarda güneş ışınlarından korunun.
Hareket ve Egzersiz Neden Gereklidir
* Hareket ve egzersiz kanınızdaki şekerin daha iyi kontrol edilmesine yardımcı olur.
* Vücut kilonuzun ayarlanmasına yardımcı olur.
* Genel sağlığınızı olumlu yönde etkiler. Fiziksel ve ruhsal olarak kendinizi daha iyi his setmenizi sağlar.
* Kendinize uygun aktiviteyi yapmalısınız. Yapacağınız her aktivite yaşam kalitenize bir kazançtır, (ev işi, bahçe işi egzersiz sayılır.)
* Egzersizler içinde en kolay olanı yürüyüş yapmaktır. Temiz havada, uygun olan her fırsatta yürüyüş yapmakta yarar vardır.
* Yemeklerden 1 saat kadar sonra yürüyüş yapılmalıdır.
* Ayrıca yavaş koşu ve bisiklete binmek sizin için yararlıdır.
İnsülin Şeker hastalarında kandaki ve diyaliz sıvısındaki şekeri dengelemek amacıyla kullanılır.
Diyaliz sıvısı içine veya deri altına uygulanabilir.
Periton Diyalizi sıvısı içine uygulanan, kristaüze insülindir (Berrak olan).
İnsülin Kullanırken Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Noktalar
* İnsülini soğuk bir yerde, tercihen buzdolabının kapağında saklayın.
* Insülini hiç bir zaman dondurmayın.
* Insülini direkt güneş ışığında bırakmayın.
* Buzdolabında daima yedek İnsülin bulundurun.
* Yolculuğa çıktığınızda buz kalıpları içinde, el çantanızda yedek İnsülin bulundurun.
Ne kadar İnsüline İhtiyacınız Var?
* Her diyabetlinin İnsülin ihtiyacı farklıdır. Merkeziniz size ne kadar insüline ihtiyacınız olduğunu bildirecektir. Bu da pek çok faktöre bağlıdır.
Bunlar:
* Vücut ağırlığınız
* Vücut yapınız (vücudunuzdaki yağ ve kas miktarı)
* Fiziksel aktivite düzeyiniz
* Yediğiniz besin miktarı
* Genel sağlık durumunuz
* Duygusal durumunuz
* Karşılaştığınız stres oranı
* Kullandığınız ilaçlar
* Diğer hastalıklarınız
* Kullandığınız diyaliz sıvısının şeker yoğunluğu.
İhtiyaçlarınıza ve yaşam biçiminize en uygun İnsülin tedavi programınız PD merkezince belirlenecektir.
PERİTON DİYALİZİ SIVISINA İNSÜLİN UYGULANMASI
Hastanede eğitim sırasında öğrenildiği şekilde periton diyaliz sıvısı içine insülini kendiniz hazırlayıp koyabilirsiniz.
İnsülin Uygulama Tekniği Nasıl Olmalı?
Diyaliz işlemine başlamadan önce;
* İlacınızın son kullanma tarihini kontrol edin ( son kullanma tarihi geçmiş insülini kullanmayın)
* Tavsiye edilen dozu kontrol edin.
* İlaç şişesinde renk değişikliği, tortu veya bulanıklık olmamasına dikkat edin.
Torbaya İnsülin uygulaması, drenaj işlemi bitip setlerin yıkanması tamamlandıktan sonra yapılmalıdır.
1-) İşleme başlamadan önce ellerinize antiseptik solüsyon uygulayın.
2-) İnsülin şişesini hafifçe alt üst yaparak sallayın.
3-) Lastik tıpanın üstündeki koruyucu kapağı açın.
4-) İnsülin şişesinin üzerini ve diyaliz sıvısının ilaç uygulama yerini antiseptik bir solüsyonla temizleyin.
5-) İnsülin enjektörünü açın, önerilen miktarda ilacı enjektöre çekin.
6-) Enjektör içindeki hava kabarcıklarını kontof edin. Doğru miktarda ilaç çektiğinizden emin olun (Bu işlemleri drenaj aşamasında yapabilirsiniz).
7-) Diyaliz sıvısının ilaç uygulama kısmından insülini torba içine verin. Bu işlem sırasında torba delinmemelidir. Kaza ile delinen torbalar kesinlikle kullanılmamalıdır.
8-) İğne ucunu çıkartmadan enjektörün pistonunu 1 -2 kez çekip tekrar itin.
9-) İlacın karışması için diyaliz torbasını hafifçe çalkalayın.
10-) Kalan İnsülin buzdolabında muhafaza edilmek koşulu ile tekrar kullanılabilir.
Periton Diyalizi Sıvısına İlaç Uygulanması
Elinize antiseptik solüsyon uygulayın | Enjektörün ambalajını ucundan açınız | Enjektör ve İğneyi, açık uçlarına dokunmadan, karşılıklı getirerek birleştiriniz ve masanın üzerine bırakınız. |
İlaç şişesinin metal kapağını kaldırarak lastik kısmı antiseptik solüsyonla siliniz.
Diyaliz sıvısının ilaç uygulama kısmını antiseptik solüsyonla siliniz.
Uygun miktarda İlacı enjektöre çekiniz. Enjektörde hava kabarcığı olmamasına dikkat ederek ilaç dozunu tekrar kontrol ediniz ve iğnenin ucuna koruyucu kapağı takarak, enjektörü masanın üzerine bırakınız.
Enjektöre çektiğiniz ilacı lastik uçtan sıvı torbasına veriniz. İğne ucunu çıkartmadan enjektör pistonunu 1-2 kez çekip tekrar itiniz ve ilacın karışması için diyaliz torbasını hafifçe çalkalayınız.
Diyabetik Periton Diyalizi Hastalarında Beslenme
* Uygun zamanlarda ve size önerilen şekilde beslenmenize dikkat edin. Yemeklerinizi diyaliz işleminden yarım saat sonra yiyin. Gece diyalizinizden sonra hafif birşeyler atıştırmayı unutmayın,
* Yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin.
* İdeal vücut ağırlığınızı koruyun.
* Öğün atlamayın. Yemekleri zamanında ve önerilen miktarlarda tüketin. Ev dışında yemek yediğiniz zaman veya içeriğini bilemediğiniz yiyecekleri merkezinize danışın.
* İnsülin ve ilaçlarınızı zamanında kullanın.
* Önerilen fizik aktiviteleri yapmaya gayret edin.
* Kesinlikle sigara kullanmayın.
ÖNEMLİ
* Peritonit, kateter çıkış yeri enfeksiyonu, ishal, soğuk algınlığı, diş iltihabı gibi durumlarda kan şekeri normal sınırların dışına çıkabilir.
* Böyle durumlarda hipoglisemi (kan şekerinin çok düşmesi) veya hiperglisemi (kan şekerinin çok yükselmesi) ile karşılaşabilirsiniz.
* Kan şekerinizi merkezinizin önerdiği sıklıkta kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Her zamankinden farklı sonuçla karşılaşırsanız MUTLAKA merkezinizi arayın.
Nedenleri:
Sağlıklı böbreğin en önemli görevlerinden birisi de kan yapımında gerekli olan eritropoetin hormonunun yapımıdır. Böbreklerin çalışmaması nedeniyle bu hormonun üretiminin azalması, kansızlığa neden olabilir.
Bunun yanında;
* Demir eksikliği
* B12 vitamininin eksikliği
* Enfeksiyon varlığı
* Diyetle yeterli miktarda demir içeren besinlerin alınamaması da kansızlığa neden olabilir.
KANSIZLIĞI NASIL TANIYABİLİRİZ ?
BELİRTİLER:
* Halsizlik ve çabuk yorulma,
* Renk solukluğu,
* Kalp atım hızında artış olması (Taşikardi),
* Uyku hali ve üşüme,
NELER YAPILABİLİR ?
Yeterli ve doğru beslenilmeli, (yeterli protein alınmalı, çay kahve, sigara, alkol vb. demirin değerini azaltan yiyeceklerden uzak durulmalı) Demir eksikliği saptanmışsa merkezinizce önerilen, demir içeren ilaçlar düzenli kullanılmalıdır.
DİKKAT !!!!!
BELİRTİLERDEN HERHANGİ BİRİSİNİ FARKETTİĞİNİZ ZAMAN HEMEN MERKEZİNİZİ ARAYINIZ.
Sağlıklı böbreklerin en önemli görevlerinden biri, vücudumuzda bulunan, yiyecek ve içeceklerle aldığımız sıvının fazlasını, vücudumuzdan uzaklaştırmaktır.
Böbreklerimiz çalışamaz hale geldiğinde, gıdalarla aldığımız sıvı, vücutta birikmeye başlar.
Bu nedenle diyaliz tedavisi sırasında, aldığımız ve çıkardığımız sıvıyı dengelememiz çok önemlidir.
Periton diyalizi ile bir miktar sıvı vücudumuzdan uzaklaştırılır. Ancak bu sıvının ne kadar olduğunu ölçmemiz ve alacağımız sıvının ne kadar olması gerektiğini hesaplamamız gereklidir.
Her Gün Vücut Kilonuzu Ölçün
Vücut ağırlığımız iki kısımdan meydana gelir.
* Kuru ağırlık ve
* SU
Kuru ağırlık denilince akla kemiklerimiz, kaslarımız gelir.
Kuru ağırlık genellikle sabittir, ancak, çok fazla yemek yenildiği zaman belirli bir süre sonra artar.
Su kilosu vücudumuzda bulunan kan, plazma, idrar gibi kısımlardan ibarettir.
Su kilosu çok fazla sıvı gıdalar alındığında artar.
Vücut ağırlığınız her gün yaklaşık olarak aynı olmalıdır. Zaman içerisinde bir miktar kilo alabilirsiniz. Bu kuru ağırlığınızın arttığını gösterir.
1- Her sabah, mümkün olduğunca aynı tür giysilerle tartılıp, defterinize kaydedin. Kilonuzda ani değişmelerin olması vücudunuzda sıvı toplandığını işaret eder. Bu durumda merkezinizi bilgilendirmeyi ihmal etmeyin.
2- Her gün ödem kontrolü yapılmalıdır;
Vücutta aşırı sıvı birikmesi ellerde, ayaklarda, yüzde şişmeye (ödem) neden olur.
3- Her gün en az bir kez tansiyonunuzu ölçün. Yüksek tansiyon vücudunuzda aşırı sıvı birikiminin göstergesi olabilir.
4- Aldığınız sıvı gıdalara dikkat edin. Gün içinde ne kadar sıvı almanız gerektiğini eğitim sırasında diyaliz hemşireniz size anlatacaktır. Vücudumuzdaki sıvının gerek fazlalığı, gerekse eksikliği zararlı etkilere yol açar.
HİPERVOLEMİ NEDİR?
Vücutta aşırı sıvı birikimine (hipervolemi) adı verilir. Fazla sıvı çeşitli nedenlerle vücutta birikebilir.
* Hipervoleminin en önemli nedenlerinden biri tuz alınmasıdır. Tuz bir taraftan vücutta suyun tutulmasına neden olurken, diğer taraftan susuzluk hissini arttırarak fazla sıvı almanıza neden olur.
* Karın içinde bulunan kateter yer değiştirmiş olabilir ve sıvının tamamının boşalmasını engelleyebilir. Sürekli içerde biriken sıvı, vücut tarafından emilerek hipervolemiye neden olabilir.
* Zaman içinde idrar miktarında azalma ve kaybolma olmasına rağmen aynı miktarda sıvı alımına devam edilmesi, hipervolemiye yol açabilir. Böyle bir durumda, idrar miktarındaki azalmaya paralel olarak ağızdan alınan sıvı miktarı azaltılmalıdır.
Hipervoleminin Belirtileri;
Göz etrafında ve ayak bileklerinde şişme
* Kilo artışı
* Tansiyonun yükselmesi
* Ayak bileklerinde, ellerde ve göz etrafında ödem
* Nefes almada güçlük; Merdiven çıkarken zorlanma, yatarken fazla yastığa ihtiyaç duyma.
Hipervolemi Oluşunca Neler Yapılır?
* Tuz alımını tamamen kesiniz
* Sıvı gıdaların alımını azaltınız
* Çıkan diyaliz solüsyon miktarınızı, tansiyon, vücut ağırlığınızı ve varsa 24 saatlik idrar miktarınızı ölçünüz.
* Vücudunuzda ödem kontrolü yapınız.
Ödem Kontrolü:
Ayak; ayak bileği çevresinde şişlik, ayakkabının rahat giyilememesi,
Eller; parmaklarınıza taktığınız yüzüğün sizi rahatsız etmesi,
Gözler; göz kapaklarınız şişmiş ve göz altında torbalar oluşmuşsa, göz çevresindeki kırışıklıklarda düzelme varsa ödem söz konusudur.
HİPOVOLEMİ NEDİR?
Vücutta aşın sıvı kaybına (hipovolemi) denir. Hipovoleminin nedenleri;
* Az miktarda sıvı alımı
* Vücuttan fazla sıvı çekilmesi
* İshal, bulantı, kusma ile vücuttan sıvı kaybı
Hipovolemi Belirtileri;
* Kilonuzda ani düşme
* Tansiyonunuzda düşme
* Baş dönmesi
* Halsizlik
* Kramplar
* Ağız Kuruluğu
Hipovolemi Oluşunca Neler Yapılmalıdır?
Mutlaka merkezinize danışınız.
DİKKAT!!!
1. Her sabah tansiyonunuzu ve kilonuzu kontrol ediniz,
2. Sıvı dengesizliği belirtilerine dikkat ediniz. (Ödem, çarpıntı, halsizlik, baş dönmesi)
3. Sıvı ve tuz alımına dikkat ediniz.
4. Önerilen yoğunlukta solüsyon kullanınız.
PERİTON DİYALİZİNDE BESLENME
DİYET; Yenilmesi ve içilmesi gereken maddelerin çeşidine ve miktarına denir. Diyetin yeterli ve dengeli olması gerekir. Her insanın diyeti farklıdır ve kendine özgüdür.
Kendi diyetimizi düzenli biçimde uygularsak, diyalizimizi daha sağlıklı biçimde sürdürebiliriz.
DİYET BİZİM İÇİN NEDEN GEREKLİDİR?
Yaşamımızı sürdürebilmek için, yeterli ve dengeli bir diyet uygulamamız gereklidir. Aldığımız gıdaların sindirilmesi sonucunda vücutta artık ve zararlı maddeler oluşur. Bu maddeleri en aza indirmek için diyetimizin düzenlenmesi gerekmektedir.
DİYETİMİZDE YER ALAN MADDELER NELERDİR?
PROTEİN
Büyüme ve gelişmenin sağlanması ve sürdürülmesi dokuların onarımı ve vücut savunması için en önemli olan besin türüdür.
Neden Proteine İhtiyacımız Var? Vücudumuzdaki atık ve zararlı maddeleri uzaklaştırmak için diyaliz uyguluyoruz. Ancak, diyalizle istemediğimiz halde vücudumuzdan bir miktar protein de atılmaktadır.
OYSA protein bizim için çok önemlidir. Bu nedenle, periton diyalizi ile kaybettiğimiz proteini yerine koymak için, bol protein içeren yiyeceklerden yeterli miktarda kullanmalıyız.
Protein Bakımından Zengin Yiyecekler Hangileridir ?
Et, Balık, Tavuk, Hindi, Süt, Yoğurt, Peynir, Yumurta, Fasulye, Mercimek v.b.
KARBONHİDRAT
Karbonhidratlar vücuda enerji sağlamak için kullanılır ve bitkisel gıdalarda (tahıllarda) fazla miktarda bulunurlar.
Diyaliz sıvısının içinde yoğun bir karbonhidrat kaynağı olan şeker vardır ve bu şekerin bir kısmı vücudumuz tarafından emilmektedir. Bu da vücudumuza ekstra bir enerji verir ve şişmanlığa neden olur.
Bu nedenle diyaliz uygularken gereğinden fazla karbonhidrat içeren gıdalardan almamalıyız.
Karbonhidrat Bakımından Zengin Yiyecekler Hangileridir?
Şeker, Bal, Reçel, Ekmek, Makarna, Bisküvi, Pirinç, Patates, Nişasta
Gıdalarla aldığımız bazı maddeler vardır ki bunlar diyalizle vücuttan yeterli miktarda uzaklaştırılamaya-bilir. Bunlar FOSFOR ve TUZ dur.
FOSFOR
Fosfordan yüksek yiyecekler, aynı zamanda proteinden de yüksek yiyeceklerdir. Proteinli diyetle birlikte alacağımız fosforun fazlasını vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, doktorun önerdiği FOSFAT BAĞLAYICI da denilen bazı ilaçları, (Kalsiyum karbonat vb.) düzenli şekilde kullanmak çok önemlidir.
İlacınızı yemekten hemen önce veya yemeğe başladığınızda almayı unutmayın. Bu ilaçlan düzenli aldığınız zaman fazla fosforun kemiklerimiz üzerindeki olumsuz etkileri önlenmiş olacaktır.
TUZ
Fazla tuzlu yiyecekler yediğimizde susarız. Fazla su içtiğimizde ise vücudumuzda sıvı birikir. Bu da ayaklarımızda, ellerimizde, yüzümüzde şişmeye, tansiyonumuzda yükselmeye neden olur. Bu nedenle de tuzlu yiyeceklerden (salamura, turşu, zeytin, konserve vb) ve tuzlu yemeklerden uzak durmamız gerekir. Ayrıca diyet tuzlar da kullanılmamalıdır.
YAĞ Enerji kaynağıdır. Vücudumuzda bazı vitaminlerin (A,D, E, K) kullanılması için gereklidir. Bunun için tereyağ, margarin, iç yağı gibi katı yağların yerine zeytin yağı, mısır özü ve ayçiçek yağı kullanılmalıdır. (Resim 11/5)
POTASYUM
Vücut sıvılarının dengesinin korunmasında ve normal vücut faaliyeti için gereklidir. Periton diyalizi hastasında ağızdan alınan potasyumun öğünlere dağıtılmasına ve bir öğünde fazla potasyum alınmamasına dikkat edilmelidir. Kanda potasyumun yükselmesi kalbinizi ve adelelerinizi güçsüz, zayıf bırakacaktır.
Potasyumdan yüksek yiyecekler şunlardır:
Ispanak, semizotu, pazı, asma yaprağı, karalahana, patates, havuç, mantar gibi sebzeler;
Muz, kavun, kayısı, kiwi, böğürtlen, kuru meyveler (kurukayısı, kuru incir, kuru erik vb) gibi meyveler;
Çikolata, kahve, kakao, nescafe, pekmez, bulgur gibi diğer yiyecekler. (Resim 11/6)
ÖNEMLİ BİLGİLER
* Diyaliz sırasında kaybettiğiniz proteinin büyük kısmı ALBUMİN dediğimiz bir proteindir. Albumin en çok yumurta akında bulunur. Bunun için her gün 2 yumurta akı yemeniz gereklidir.
* Pişirme yöntemi olarak kızartma ve kavurma yöntemini hiç kullanmayınız.
* İştahsız olduğunuz zaman, yiyeceklerinize tad verecek pul biber, kuru nane, kuru kekik, sarmısak, sirke, vanilya gibi çeşni verici yiyecekleri kullanınız.
* Kandaki potasyum yüksekse, sebzelerinizi küçük küçük doğrayınız ve haşlayıp suyunu dökünüz. Sonra yağ veya etle tekrar pişiriniz.
* Kabızlık çekiyorsanız, sabah Ük önce bir çay bardağı kadar ılık, az şekerli (l çay kaşığı ) su içiniz. Yiyebildiğiniz sebze ve meyvaları mümkün olduğu kadar kabuğuyla yiyiniz.
UNUTMAYINIZ!!!
PD UYGULARKEN
BOL PROTEİNLİ BOL LİFLİ gıdalar yiyin
Ancak
TUZU ÇOK OLAN
ŞİŞMANLATICI (Karbonhidratlı,yağlı) gıdalardan uzak durun.
1- DİYALİZ HASTALARI İŞLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ?
Evet, diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden işinize dönebilirsiniz. Sağlık ekibinize danışıp ne zaman işe başlayabileceğiniz hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca işvereninizle konuşarak çalışma saatlerinizi ve iş yoğunluğunuzu düzenleyebilirsiniz. Eğer çiftli torba değişimi yapıyorsanız, iş yerinizde değişim yapabileceğiniz uygun bir yer ayarlamalısınız.
2- DİYALİZ HASTALARI EĞİTİMLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ?
Evet, böbrek yetmezliği olan okul çağı çocukları veya üniversite öğrencileri diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden eğitimlerine devam edebilirler. Eğer çiftli torba değişimi yapıyorsanız okul idaresi ile konuşarak değişim yapabileceğiniz uygun bir yer ayarlayabilirsiniz.
3- DİYALİZ HASTALARI SEYAHAT EDEBİLİRLER Mİ?
Evet, diyaliz hastası olmanız seyahat yapmanıza engel değildir. Bir seyahat planı yaparken dikkat edecekleriniz,
* Doktor ve hemşirenizin onayını alınız.
* Gideceğiniz yerde, ulaşabileceğiniz sağlık merkezlerini Öğreniniz.
* Yanınıza mutlaka yeterli miktarda kullandığınız diyaliz malzemesini alınız.
4- DİYALİZ HASTALARI SEKS HAYATLARINA DEVAM EDEBİLİRLER Mİ?
Evet, diyaliz hastası olmak seks yaşantınızda pek fazla sınırlama getirmez. Bayan hastaların hamile kalmamaları için doğum kontrol yöntemlerinden birini kullanmaları uygundur. Bu konu ile ilgili problemlerinizi ve merak ettiklerinizi doktorunuz ve de hemşireniz ile konuşabilirsiniz.
5- DİYALİZ HASTALARI YÜZEBİLİRLER Mİ?
Evet, kateter çıkış yerinizde herhangi bir problem yoksa, temizliğinden emin olduğunuz denizde (sabahları) kalabalık olmayan yerlerde yüzebilirsiniz. Doktorunuz ve hemşirenizle görüşerek bu konu ile ilgili almanız gereken önlemleri ve yapmanız gerekenleri ayrıntılı olarak öğreniniz
6- DİYALİZ HASTALARI EGZERSİZ YAPABİLİRLER Mİ?
Evet, doktor ve hemşirenizin onayını alarak egzersiz planı yapabilirsiniz. Yapacağınız egzersiz planında dikkat edecekleriniz,
* Sürekli yapabileceğiniz bir aktivite olması Ör: Yürüyüş, yüzme, bisiklete binme,
* En az haftada üç gün egzersiz yapmalısınız. (Pazartesi, çarşamba, cuma)
* Egzersiz süresini 5 dakika ile başlayıp yavaş yavaş arttırarak 30-45 dakikaya yükseltebilirsiniz.
* Egzersize başladığınız ilk günlerde yanınızda bir arkadaş bulundurunuz.
Ne zaman egzersiz yapmalıyım?
* Yemekten sonra bir saat bekleyiniz
* Çok sıcak günlerde egzersizden sakınınız.
* Sabah ve akşam saatleri egzersiz için en uygun saatlerdir.
* Uyku zamanından bir saat önce egzersiz yapmayınız.
Ne zaman egzersiz yapmayı durdurmalıyım?
* Kendinizi çok yorulmuş hissediyorsanız,
* Kısa kısa nefes alıyorsanız,
* Kalp atışlarınız hızlı ve düzensiz ise,
* Midenizde ağrı hissediyorsanız,
* Bacaklarınızda kramp oluşmuşsa
* Göz kararması varsa, egzersiz yapmayı durdurmalısınız.
Egzersiz yapmamamız gereken zamanlar var mıdır?
* Ateşiniz varsa,
* Diyaliz programınız değişmişse,
* ilaç alımları değişmişse,
* Karnınız açsa,
* Kemik hastalığı probleminiz varsa, egzersiz yapmamalısınız.
Egzersiz yaparak fazla kilo alımınız engellenir ve kan dolaşımınız düzene girer.
|
Diyaliz Yeterliliği | |
|
Periton; karın boşluğunda bulunan, karın duvarı ve organları saran bir zardır:
Periton Diyalizi, karın boşluğuna küçük bir ameliyat ile yerleştirilen, ince, yumuşak, silikondan yapılmış kalıcı bîr tüp (kateter) aracılığı ile yapılır.
Periton Diyalizi iki şekilde uygulanır:
1- SAPD (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi):
Hastanın vücut yapısına göre çocuklarda 100 - 1000 mL, yetişkin insanlarda 2000 - 2500 mL, kadar özel periton diyaliz solüsyonu karın boşluğuna verilir. Vücuda verilen solüsyon 4-6 saat kadar karın boşluğunda kaldıktan sonra yeni solüsyonla değiştirilir. Bu zaman süresince kanda bulunan üre, kreatinin gibi atık maddeler ve vücutta bulunan fazla sıvı, diyaliz solüsyonuna geçer. Karın boşluğuna diyaliz sıvısının verilmesi ve boşaltılması, yer çekimi ile gerçekleştirilir. Bu işleme "Diyaliz Torba Değiştirme İşlemi" denir. Diyaliz işlemi hasta tarafından günde 4-5 kez yapılır. Bu şekilde uygulanan periton diyalizine SAPD (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi) denir.
2. APD (Aletli Periton Diyalizi)
Evde makina aracılığı ile uygulanan periton diyalizi işlemine APD (Aletli Periton Diyalizi) denir. Bu tedavi biçiminde, hasta yatmadan önce set ve solüsyon torbalarını periton diyalizi makinasına yerleştirir ve maki-nasını önerildiği şekilde programlar. Kişi uyurken gece boyunca (8-10 saat), makina karın boşluğuna diyaliz sıvısını verir, bekletir ve boşaltır. Kişinin durumuna göre tedavide değişiklik yapılabilir.
PERİTON DİYALİZİNİN İYİ YÖNLERİ
* Hasta,periton diyalizi hemşiresi tarafından eğitimi verildikten sonra tedavisini kendi başına yapabilir, hastaneye bağımlılığı azalır
* Gıda ve sıvı alımı daha serbesttir.
* Tansiyon kontrolü daha iyi sağlanabilmektedir.
* Hemodiyalizde olduğu gibi kan kaybı görülmez.
* Eğitimi basit ve süresi kısadır.
* Kalp ve damar sistemine yüklenme az olduğundan, özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda tercih edilen bir tedavi şeklidir.
* Periton Diyalizi, hastanın günlük yaşantısına devamını sağlar (okul, iş, seyahat, tatil)
PERİTON DİYALİZİNİN SAKINCALI YÖNLERİ
* SAPD' (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi) de günde 4-5 değişim yapmak gerekir.
* Protein kaybı olabilmektedir.
* Hastanın karnında sürekli bir kateter kalmaktadır.
* APD'de hasta gece boyunca makineye bağlı kalmaktadır.
* Enfeksiyon riski vardır
-Katetere bağlı enfeksiyonlar
-Peritonit (karın içi zarın iltihabı)
PERİTON DİYALİZİ TEDAVİSİ İÇİN GEREKLİ MALZEMELER
Periton Diyaliz Kateteri :
Vücudumuzla uyum sağlayacak, yumuşak, silikondan yapılmıştır. Çocuk ve yetişkinlere göre uzunlukları farklıdır.
Kateterin periton boşluğuna yerleşecek uç kısmında, diyaliz sıvısının içe ve dışa akışını sağlayacak küçük delikler vardır. Kateterlerin üzerinde , 1 -2 adet keçe bant bulunur. Bu keçeler vücutta bulunan bağ dokusu tarafından örülerek kateterin yerinden çıkmasını engeller. Bağ dokusu, aynı zamanda mikropların kateter yolu ile vücuda girmelerini engeller.
Titanyum Adaptör :
Kateter ile transfer set arasında kalan, titanyum adında metalden yapılmış bir parçadır. Kateter ve transfer set bağlantısını sağlar. Bu kısım kalıcıdır ve değiştirilmesi gerekmez.
Transfer set :
Transfer set, titanyum adaptör ile bağlantıyı sağlayan bir ara settir. 4-6 ayda bir değiştirilmesi gerekir. Bunun dışında herhangi bir şekilde transfer setin ucu kaza ile açıldığında veya dokunulduğunda, diyaliz işlemi yapılmadan derhal değiştirilmesi gerekmektedir. Transfer set mutlaka hastanede ve diyaliz hemşiresi tarafından değiştirilmelidir.
Mini Kapak :
Diyaliz işlemi tamamlandıktan sonra transfer setin ucuna takılan, beyaz renkli ve içinde antiseptik emdirilmiş sünger bulunan kapaktır. Mini kapak tamamen mikroplardan arındırılmıştır, bu nedenle özellikle iç kısmına dokunulmamalıdır. Mini kapak mikropların karın boşluğuna girmesini engeller. Mini kapak paketinin üzerindeki son kullanma tarihi mutlaka kontrol edilmelidir. Tarihi geçmiş ise kesinlikle kullanılmamalıdır.
Her diyaliz işleminde yeni mini kapak kullanılmalıdır.
Diyaliz Solüsyonları :
Y şeklinde bir sete bağlı, bir dolu bir boş torbadan oluşur.
Vücudumuzda biriken atık maddeleri ve suyu uzaklaştırabilmek için diyaliz sıvıları, içinde bulunan glükoz (şeker) miktarına göre 3 türlüdür. Bunlar; %1.36, %2.27 ve %3.86. oranında glükoz içerirler. 1, 2, 2.5 litre hacminde solüsyonlar bulunmaktadır.
Hangi sıvının kullanılacağına doktorunuz veya hemşireniz karar verecektir. Diyaliz sıvısı kullanılmadan önce dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlar;
* Diyaliz sıvısının şeker oranı
* Son kullanma tarihi
* Diyaliz sıvısının miktarı
* Torbada sızıntı olup olmadığı
* Sıvının berraklığı
* Torba ve setlerde yapışıklık olup olmadığına bakılır.
Antiseptik Solüsyon :
Diyaliz işlemi sırasında kullanılan masanın üzerini temizlemek, mikroplardan arındırmak için kullanılan özel bir solüsyondur.
Diyaliz işlemini daha güvenli yapabilmek için, eller yıkandıktan sonra ellere de uygulanmalıdır
Maske :
Diyaliz işlemi sırasında maske kullanılması burun veya ağız bulaşmasını engeller.
Kağıt Havlu :
Diyaliz işlemi sırasında masayı temizlemek ve elleri kurulamak için kullanılır.
Mavi Torba Klempi
PERİTON DİYALİZİ KATETERİNİN TAKILMASI
PD (Periton Diyalizi); karın boşluğuna yerleştirilen, kateter adını verdiğimiz silikon bir tüp ve karın boşluğuna verilen özel solüsyon aracılığı ile yapılan bir diyaliz yöntemidir.
Kateter takılmadan önce :
* Kateter temini için reçete yazılır
* Kateterin takılması için randevu verilir
KATETER NEDİR?
Kateterlerin uzunlukları kişinin beden yapısına göre farklı uzunlukta olup, karın boşluğunda kalan kısmı sıvı alış - verişini daha kolay sağlamak için deliklidir.
Karın boşluğunda tahrişi önlemek için uç kısmı kıvrıktır.
Üzerinde kateteri sabitleyen, çıkmasını önleyen iki tane keçe vardır.
Kateter yerleştirilmesi İçin randevuya gelmeden önce;
* Antibakteriyel sabunla, banyo yapılmalıdır.
* Karın bölgesindeki kıllar varsa temizlenmelidir.
* Lavman kullanılarak barsaklar boşaltılmalıdır.
* Kateter yerleştirilmeden önce idrar varsa mesane boşaltılmalıdır.
Kateter ameliyathanede veya diyaliz merkezinde takılabilir.
Hastanın durumuna göre hangi yöntemin kullanılacağına diyaliz merkezince karar verilir.
Kateter yerleştirildikten sonra, kateterin karın içindeki yerini belirlemek için kontrol filmi istenir.
Kateter takıldıktan sonra yaranın daha sağlıklı iyileşebilmesi için 4-7 gün süreyle pansuman açılmamalıdır (kanama ıslaklık vs. yoksa).
İlk pansuman mutlaka diyaliz hemşiresi tarafından yapılmalıdır.
Genellikle kateter takıldıktan 3 hafta sonra diyalize başlanır. Bu süre içinde hastanın eğitimi tamamlanmış olur.
Gerekli durumlarda diyalize başlama süresi kısalabilir veya uzayabilir.
KATETER ÇIKIŞ YERİ
Kateterin vücuttan çıktığı bölgeye kateter çıkış yeri, kateterin deri altından geçen kısmına da tünel adı verilir.
KATETER ÇIKIŞ YERİ BAKIMI
Kateter takıldıktan sonra kateter çıkış yeri pansumanı düzenli yapılmalıdır.
* Kateter çıkış yerinin günlük bakımı merkezinizin önerdiği şekilde yapılmalıdır.
* Pansuman sırasında enfeksiyon belirtileri olan kızarıklık, ağrı, şişlik, akıntı ve sıvı sızması gibi problemler göz ardı edilmemelidir.
Bu problemler kateter çıkış yerinde mikropların varlığını gösterir. Bu belirtilerin biri veya birkaçı ile karşılaşıldığında diyaliz merkezi ile iletişim kurulmalıdır. Bu problemleri çözmekte geç kalınırsa mikroplar kateter çıkış yerinden içeriye doğru ilerleyerek tünele ulaşır, bu durum kateterin çıkartılmasına neden olabilir.
İyi bir kateter çıkış yeri için, kateterin vücut dışında kalan kısmının hareketliliği engellenmelidir.
Kateter çıkış yerindeki deri ve deri altındaki kısım bir süre sonra kateteri sararak kateterle derinin bütünleşmesini sağlar. Eğer kateterin hareketliliği önlenmezse bütünleşme sağlanamaz, mikropların kolayca yerleşip iltihap oluşturabilecekleri bir ortam meydana gelir.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
* Pansuman sırasında mutlaka maske kullanılmalıdır.
* Her zaman katetere dokunmadan önce eller iyice yıkanmalıdır.
* Kateter asla cekilmemeli ve bükülmemelidir.
* Kateterin yakınlarında makas ve iğne kullanılmamalıdır.
* Banyo duş şeklinde yapılmalı, banyo sonrası kateter çıkış yeri iyice kurulanıp pansuman yenilenmelidir.
* Denize girerken kateter çıkış yeri, merkezin önerdiği su geçirmeyen bir bantla kapatılmalıdır.
* Kateter çıkış yerinde kabuklanma olduğunda koparılmamalıdır. Oksijenli suyla yumuşatılarak silinmelidir.
* Kateter delinirse delik kapatılmaya çalışılmadan, delik kısmın altından klemplenip hemen diyaliz merkezine gidilmelidir.
* Kişisel temizlik kurallarına uyulmalı, iç çamaşırlar her gün değiştirilmeli ve çok sıkı giysiler giyilmemelidir.
* Kateter çıkış yerinde mikropların neden olduğu problemlerde önerilen ilaçlar düzenli alınmalıdır. Kontrol tarihlerinde mutlaka diyaliz merkezine gidilmelidir.
* Kateter mutlaka iyi bir şekilde tesbit edilmelidir.
PERİTON DİYALİZİ ORTAMI NASIL OLMALIDIR?
PD (Periton Diyalizi) tedavisinin bütün aşamalarında temizlik (hijyen) kurallarına dikkat edilmelidir. Bu şekilde enfeksiyon riski en aza indirilebilir. Temiz teknik kullanılmasının amacı diyaliz işlemi sırasında temas edilen bütün yüzeylerdeki mikrop ve bakterileri uzaklaştırmaktır.
Ortamın özellikleri nasıl olmalıdır?
* Aydınlanma ve havalandırmanın iyi sağlanabildiği, güneş gören bir oda olmalıdır.
* Diyaliz süresince kapı ve pencereler kapalı olmalıdır.
* Odada kullanılmayan eşyalar bulundurulmamalıdır.
* Diyaliz süresince oda başka amaçlarla kullanılmamalıdır.
* Diyaliz sırasında odada başka birileri bulunmamalıdır. (Çocuk hastalar ve kendi diyalizini gerçekleştiremeyen hastalar hariç)
* Uygun yükseklikte çizilmeyen, temizliği kolay sağlanabilen bir masa bulunmalıdır.
* Hareket ettirilebilir ve silinebilir bir sandalye bulunmalıdır.
* Silinebilir bir askı bulunmalıdır.
* Hareketli ve temizlenebilir bir çöp kutusu bulunmalıdır.
* Atıklar uygun şekilde imha edilmelidir
* Diyaliz odası temizlenmeli, havalandırıldıktan sonra kapı-pencere kapatılmalı ve toz alınmalıdır.
Bu ortamda kişi;
* Rahat ve vücuda uygun temiz giysiler giymeli,
* Eldeki takılar (saat, yüzük, bilezik) çıkartılmalı,
* Kollar dirseklere kadar açık olmalı,
* Tırnaklar kısa ve temiz olmalı,
* Saçlar toplanmalı,
* Maske kullanmalıdır.
PERİTON DİYALİZİ UYGULAMASINDA HİJYEN NEDEN ÖNEMLİDİR?
* Periton Diyalizinde hijyen (temiz teknik) kurallarına dikkat edilirse diyaliz tedavisi daha sağlıklı ve uzun süreli uygulanır.
* Hijyen; fiziksel sağlığın ve bedensel bütünlüğün devamı için uygun temizlik alışkanlığıdır.
* Hijyen, kateter çıkış yeri enfeksiyonu, tünel enfeksiyonu ve peritonit gibi diyalizin ömrünü kısaltan enfeksiyonlardan korunmak için ve sağlıklı diyalizin devamında önemli yer tutar.
Temiz Teknik Denilince Neleri Anlıyoruz?
* Diyaliz yapılan odanın temizliğine dikkat edilmelidir. Diyaliz yapılan oda her gün temizlenmeli, havalandırılmalı, camlar kapatıldıktan sonra toz alınmalıdır.
* Diyaliz yapılan odada fazla eşya olmamalıdır.
* Diyaliz sırasında kapı ve pencere kapalı olmalıdır.
* Diyaliz sırasında odada evcil hayvanların bulunması sakıncalıdır.
* Diyaliz malzemelerinin konulduğu masanın temizliğine dikkat edilmelidir.
* Diyaliz sırasında odada başka kimse bulunmamalıdır.
* Her diyaliz uygulamasından önce eller mutlaka en az 3 dakika süreyle ve tekniğe uygun biçimde yıkanmalıdır.
* Diyaliz sırasında maske takılmalıdır. Eğer maske takılmazsa mikroplar peritonit veya kateter çıkış yerinde enfeksiyona neden olabilir.
* Torba bağlantısı en kısa sürede yapılmalıdır.
Diyaliz Sırasında Kişisel Temizliğe (Hijyene) Dikkat Edilmelidir:
* Vücut temizliğine dikkat edilmelidir.
* Banyo duş şeklinde yapılmalıdır.
* İç çamaşırlar her gün değiştirilmelidir.
* Kateter pansumanı her gün öğretilen şekilde ve dikkatle yapılmalıdır.
* Ağız sağlığını korumak açısından dişler düzenli biçimde fırçalanmalıdır.
* Tırnaklar kısa ve temiz tutulmalıdır.
KONTAMİNASYON (Kirlenme) NEDİR?
Diyaliz sıvısı, transfer set ya da bağlantı ucunun, herhangi bir yere temas ettirilerek, hastalık yapan mikroplarla bulaşmasına kontaminasyon (kirlenme) denir.
Kontaminasyon Hangi Yollarla Oluşur? Transfer set ile torba bağlantısının dikkatli yapılmaması sonucu kirlenme oluşabilir.
* Hava Yolu: Diyaliz işlemi sırasında odada havada bulunan ve göremediğimiz mikroplar periton diyalizi sırasında transfer set ve torbanın bağlantı ucunun kirlenmesine neden olabilir.
* Solunum Yolu: Solunum esnasında ağız ve burunda bulunan mikroplar diyaliz bağlantısı yaparken açık uçların kirlenmesine neden olabilir. Aynı mikroplar öksürme ile havaya da karışır.
* Kirli eller
* Kötü Kateter Çıkış Yeri Pansumanı
* Transfer set ve titanyum adaptör bağlantısının ayrılmasıyla
* Yırtık delik diyaliz torbalarının kullanılmasıyla kontaminasyon oluşur.
DEZENFEKSİYON NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?
* Dezenfeksiyon cansız yüzeylerde hastalık yapan mikropların bir kısmının ya da hepsinin öldürülmesidir. Masa, sehpa, yer zemini, mavi torba klempi gibi eşyalar cansız yüzeylere örnek olarak gösterilebilir.
* Diyaliz yapılan oda ve zemini, masa, sehpa, lavabo çamaşır suyu ile temizlenerek kolayca dezenfekte edilebilir,
* Bunların dışında Periton Diyaliz hemşiresinin önereceği dezenfeksiyon yöntemleri de kullanılır.
Çevre Dezenfeksiyonu:
* Diyaliz yapılan masa: Masa üzeri uygun şekilde temizlenmelidir.Bir kez silinen yerden bir daha geçilmemelidir.
* Diyaliz odası, lavabo ve musluklar: Bir kova suya (10-151t) bir çay bardağı çamaşır suyu eklenerek silinmeli ve durulanmalıdır. Diyaliz yapılan oda her gün temizlenmelidir.
* Diyaliz solüsyonu boşaltılan tuvalet temizliğinde: Bu yüzeylere saf çamaşır suyu dökülüp on dakika bekletilmeli. Bol suyla durulanmalıdır.
* Genel olarak ev temizliğinde: Bir kova suya bir çay bardağı çamaşır suyu eklenip haftada iki kez bütün yüzeyler silinmelidir. Ayrıca piyasada bulunan temizlik ürünleri de bu amaçla kullanılabilir.
STERİLİZASYON NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?
* Sterilizasyon; hastalık yapan mikropların tamamen öldürülmesidir. Karın içine verilen diyaliz sıvısı, bu sıvının karın içine verilmesini sağlayan torba ve setlerin iç yüzeyi tamamen mikropsuzdur (sterildir).
* Diyaliz sırasında kullanılan mini kapak steril malzemelerden birisidir.
* Pansuman için kullandığımız gazlı bezler steril olmalıdır. Enjektörler de steril olması gereken malzemelerdendir.
* Torba değişimi esnasında uygun teknikle bu steril ortam bozulmadan bağlantı sağlanmalıdır.
EL YIKAMANIN ÖNEMİ
* Periton diyalizi uygulayan hastalarda ellerin temizliği oldukça önemlidir.
* Günlük yaşamda kirli ya da temiz, bir çok iş için ellerimizi kullanırız.
* Bu nedenle ellerimiz en çok kirlenen ve hastalık nedeni olan mikroplan taşıyan organlarımızdır.
* Ellerimizin kirli olduğunu gözlerimizle görebiliriz, fakat mikropları göremeyiz. Göremediğimiz bu mikroplar periton diyalizi yaparken karın içine ulaşarak peritonite neden olabilir. Ellerinizde oluşan kirleri su ve sabunla kolayca temizleyebilirsiniz.
* Yıkayarak temizlediğimiz ellerimizin üzerindeki mikropları yok edemeyiz fakat çok büyük bir kısmını ellerimizden uzaklaştırırız.